VERASET İLAMININ ALINMASI VE MİRASÇILARIN VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLERİ

VERASET İLAMININ ALINMASI VE MİRASÇILARIN VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Av. Mustafa Alper KÜÇÜKYILMAZ


Veraset ilamı, bilinen diğer adıyla mirasçılık belgesi, vefat eden kişinin yani miras bırakanın mirasçılarının kim veya kimler olduğunu gösterir yazılı bir belgedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.598’de düzenlenmiş olan veraset ilamı, mirasçıların herhangi birinin usulüne uygun talebi doğrultusunda verilmektedir ve hem mirasçıların tamamını, hem de pay oranlarını gösterir.

İlgili kişinin talebi mirasçılık belgesi için şarttır ve söz konusu talep için yasal ya da atanmış miras ayrımı yapılmaz. Türk Medeni Kanunu 598. maddeye göre; yasal ya da atanmış olan her mirasçının mirasçılık belgesini talep etme hakkı vardır. Sadece veraset ilamı isteyen kişinin talebi bu hususta yeterlidir ve diğer mirasçıların söz konusu bu işlem için rızasının olması ya da kişinin onlarla birlikte hareket etmesi şartı yoktur.

 

Türk Medeni Kanunu 598. maddenin 2. fıkrasına göre; atanmışlar mirasçılar ve vasiyet alacaklılarının mirasçılık belgesi çıkarabilmeleri için kanunda belirtilen itiraz süresi bir aydır. Bu süreye göre; diğer mirasçılar ve vasiyet alacaklılarının söz konusu söz konusu durumun kendilerine bildirilmesinden itibaren kanunda belirtilmiş olan 1 aylık süre içerisinde itiraz etmemeleri halinde mirasçılık belgesi sulh hukuk mahkemesi tarafından verilir.

 

Veraset ilamları için en sık tercih edilen yöntem ise noterliklerdir. En yakın noterliğe gidilerek talep edilen evraklar sunulur ve aynı gün içerisinde veraset ilamı talep eden kişiye verilebilir. Aynı zamanda mahkeme başvurusu olmadığından dolayı veraset talep dilekçesi yazmaya gerek olmayacaktır.


Türk Medeni Kanunu’nun 641.maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: “Mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Ana ve baba veya büyük ana ve büyük baba ile birlikte yaşayan ve emeklerini veya gelirlerini aileye özgüleyen ergin çocuklar ile torunlara verilecek uygun miktardaki tazminat, bu yüzden terekenin borç ödemeden acze düşmemesi kaydıyla tereke borcu sayılır.”

 

Kanun’a göre mirası reddetmemiş mirasçılar murisin vergi borçlarından müteselsilen sorumlu olmalarına rağmen, VUK’na göre mirası reddetmemiş mirasçılar murisin vergi borçlarından müteselsilen değil, miras hisseleri oranında sorumludurlar. Ancak bu sorumluluk mirasçıların tüm malvarlıklarıyla sorumlu olmasını ifade eder. Murise ait vergi borçları vergi dairesi tarafından mirası reddetmemiş mirasçılar adına miras hisseleri oranında ayrı ayrı hesaplanarak tebliğ edilir. 


  1. Gelir Vergisi Beyannamesi


Gelir Vergisi Beyannamesi, Türk Vergi Sistemi içerisinde dolaysız vergi türlerinden birisidir. Mirası reddetmemiş mirasçılar ölüm tarihinden itibaren, VUK’nun 168. maddesi gereğince 1 ay; aynı Kanun’un 16. maddesi gereğince ise, ek 3 aylık bir süre ile birlikte toplam 4 ay içerisinde ilgili vergi dairesine hem ölüm olayını bildirmek hem de ölen kişinin gelir vergisi beyannamesini vermek zorundadır. Nitelim GVK’nun 92. maddesi uyarınca da ölüm olayının gerçekleşmesi halinde mükellefe ait yıllık gelir vergisi beyannamesinin ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilmesi gerektiği öngörülmüştür.


Ölüm olayının vergilendirme dönemi bitmiş ve buna ait beyanname verme süresinden sonra gerçekleşmesi halinde mirası reddetmemiş mirasçılar hem geçmiş takvim yılına ait gelir vergisi beyannamesini hem de takvim yılı başından ölüm tarihine kadar olan döneme ait gelir vergisi beyannamesini, ölüm tarihinden itibaren 4 ay içerisinde vermek zorundadırlar.


  1. Diğer Beyannameler


Mükellefin ölümü halinde KDV, geçici vergi ve muhtasar beyannamelerinin mirasçılar tarafından ne zaman verileceği konusunda vergi kanunlarında özel bir düzenleme yapılmamıştır. Diğer yandan Vergi Usul Kanunu’nun 164. maddesinde ölümün işi bırakma hükmünde olduğu belirtilmiştir. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 41/4. maddesinde ise işi bırakan mükelleflerin katma değer vergisi beyannamesini, işin bırakıldığı tarihi izleyen ayın 20. günü akşamına kadar vermeleri gerektiği hüküm altına alınmıştır.


Bu düzenlemeler ışığında gerek KDV beyannamesi gerek Muhtasar beyannamenin özel bir düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle mirasçılar tarafından normal beyanname verme zamanından itibaren üç ay içinde verilmesi ve verginin ödemesinin ise beyanname verme süresi içerisinde gerçekleştirilmesi gerekir (VUK md.112).  Öte yandan VUK’nun 372. maddesinde yer bulan “cezaların şahsiliği ilkesi” gereğince, mirasçıların murisin vergi cezalarından sorumlulukları söz konusu değildir. 


  1. Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi


Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 5. maddesine göre veraset tarikiyle veya ivazsız bir tarzda mal iktisap eden şahıs veraset ve intikal vergisi mükellefi sayılmıştır. Aynı Kanun’un 9. maddesinde ise mükelleflerin beyanname verme süreleri belirlenmiştir. Buna göre veraset yoluyla intikal durumlarında;


  1. Ölüm Türkiye’de gerçekleşmiş ise mükelleflerin Türkiye’de bulunmaları halinde ölüm tarihini takip eden dört ay içinde, mükelleflerin yabancı bir memlekette bulunmaları halinde ölüm tarihini takiben altı ay içinde;

  2. Ölüm yabancı bir memlekette gerçekleşmiş ise mükelleflerin Türkiye’de bulunmaları halinde ölüm tarihini takip eden altı ay içinde, mükellefler ölenin bulunduğu memlekette oldukları takdirde ölüm tarihini takip eden dört ay içinde, mükellefler ölenin bulunduğu yerin dışında başka bir yabancı memlekette oldukları takdirde de ölüm tarihini takip eden sekiz ay içinde;


Veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmesi gerekmektedir. Mirası reddetmemiş mirasçıların bu beyannameyi süresi içinde vermemeleri halinde ise, beyannamenin verilmemesinden kaynaklanan hukuki yaptırımlardan sorumlu olacakları tabiidir.



Kaynakça

Aydemir E./Memiş Y./Ruhi, A./Uçakhan, S./Bahadır, Ç.: Hukuk Davaları, Ankara, 2016 

Günay, E.:  Sulh Hukuk Mahkemesi Davaları, Soru ve Cevaplarla Miras El Kitabı, Ankara, 2019. 

İmre, Z./Erman, H.: Miras Hukuku, Ankara 2022. 

Hatemi, H.: Miras Hukuku, İstanbul, 2022. 

Yargıtay Kararları. 



+905356309610