TRAFİK KAZALARINDA OLUŞAN ARAÇ MAHRUMİYET BEDELİ VE TİCARİ KAZANÇ KAYBI

TRAFİK KAZALARINDA OLUŞAN ARAÇ MAHRUMİYET BEDELİ VE TİCARİ KAZANÇ KAYBI

Araç mahrumiyet bedeli, bir trafik kazası sonucunda mağdur araç sahiplerinin, araçlarını kullanmadıkları onarım süresince uğradığı maddi kaybın karşılanması amacıyla talep ettiği tazminattır. Bu tazminat türü, kazadan dolayı zarar gören aracın onarım süresi boyunca araç sahibinin aracı kullanamamasından doğan zararı karşılamak için talep edilir.

Araç mahrumiyet bedelinin hukuki niteliği haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan ve gerçek zarar ilkesine dayanan bir tazminat türü olarak kabul edilir. Araç mahrumiyet bedeli tazminatı, kusurlu tarafın sorumluluğundadır. Araç mahrumiyet bedeli tazminat talebinde bulunmak için şu koşulların oluşması gerekir:

Aracın Kullanılamaz Hale Gelmesi (kaza sonucunda onarım gerektiren bir durum olmalıdır.) Kusursuz veya Daha Az Kusurlu Olmak ve Makul Onarım Süresi olmalıdır.

 

ARAÇ MAHRUMİYET BEDELİ KİMDEN TALEP EDİLİR?

İkame araç bedeli ZMSS (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası), Kasko Şirketi, araç sürücüsü veya araç işleteni tarafından ödenmektedir. Kasko Sigortası, temelde taraf iradelerine dayanan bir tür sözleşmelerdir. Bu sebeple Kasko Poliçesinde İkame Araç Klozu var ise kaza yapan araç sahibi, kusurlu veya kusursuz olmasına bakılmaksızın ikame araç bedelini sigorta şirketinden talep edebilir. Ancak kasko poliçesinde ikame araç süresi kaç gün yazılmış ise bu bedel ödenmektedir. Bu sebeple İkame Araç Klozu dikkatle incelenmelidir. Trafik Sigortası ise meydana gelen kazada karşı tarafın aracına verilen maddi ve bedeni zararları karşılar. İkame Araç Bedeli ek klozu bulunmadığı müddetçe ZMSS Poliçesi kapsamında değildir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göz gezdirdiğimizde, araç mahrumiyet bedeli gibi gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti vb. durumlar, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (trafik sigortası) kapsamında olmayıp ilgili zarar karşılanmamaktadır. Ancak kasko poliçeleri bazı durumlarda bu tür talepleri karşılayabilmektedir. Bunun içinde kasko poliçesinin kapsamı ve özel şartları dikkatli şekilde incelenmelidir.

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yani zorunlu trafik sigortası ikame araç bedelini kapsamaz. Sigorta şirketi, sigortalının 3.kişilere verdiği zararı, araçtaki maddi hasarı, değer kaybını karşılamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 22.09.2011 tarihli ve 2011/2123 E., 2011/8057 K. sayılı kararı şu şekildedir; “Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişindir. Davalı, davalı taraf aracının zmss şirketidir. Davalı sigorta şirketinin zmss poliçesinden kaynaklanan sorumluluğu azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve gerçek zararla sınırlıdır, Araç mahrumiyeti zararı gerçek zarar dışında aracın hasarlanması sebebiyle uğranılan dolaylı bir zarar olması sebebiyle poliçe teminatına dahil değildir. Bu sebeple davalı sigorta şirketinin gerçek zarar olan hasar bedeli ve araçta oluşan değer kaybı dışında kalan araç mahrumiyeti zararından da sorumluluğuna karar verilmesi isabetsizdir.”

ARAÇ MAHRUMİYET BEDELİ NASIL HESAPLANIR?

Araç mahrumiyet zararı hesaplanırken, aracın onarım süresi ile aracın günlük kira bedeli baz alınarak hesaplanır. Şöyle ki aracın onarım süresi (aracın kullanılmadığı gün sayısı x Aracın ( aynı marka , aynı model) günlük kiralama bedeli şeklinde bir formül ortaya çıkmaktadır. Hesaplama yöntemini daha somut hale getirmek gerekirse aracın kazadan sonra 5 gün boyunca bakıma ve onarıma girdiğini varsayalım, bu süre boyunca aracın günlük trafik kazası ikame araç bedeli 300 TL olsun. Bu hususta aracın toplam trafik kazası ikame araç bedeli 1500 TL olacaktır.

Araç mahrumiyet bedeli hesaplanırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus makul onarım süresidir. Makul Onarım süresi bilirkişi tarafından hesaplanır. Hakim somut olayda karar verirken aracın kaç günde onarıldığını değil, aracın kaç günde onarılabileceğini dikkate almalıdır. Somut olayda aracın onarım süresi çeşitli sebeplerle daha uzun sürmüş olsa bile fazla olan süreler kusurlu araç sürücüsüne veya sahibine yükletilemez. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 29.09.2022 tarihli ve 2021/26777 E., 2022/11236 K. sayılı kararında şu şekildedir:

“Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında alınan bilirkişi raporuna göre davacının araç mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının bu talebini objektif kriter ve delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”  

Makul Onarım süresi ile ilgili Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/18700 E., 2016/4193 K. ilamı; ‘’...Trafik kazasında hasar gören davacı aracının onarımı için geçecek makul sürenin belirlenmesi, özel ve teknik bilgi gerektiren bir husustur. 6100 sayılı HMK'nın 266/1. maddesi "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.

Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz" hükmünü taşımaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi hususunun özel ve teknik bilgi gerektiren konu olduğu gözetilerek, aracın makul tamir süresi, bu süre içinde davacının ikame araç için ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında ayrıntılı, gerekçeli, denetlenebilir rapor almak suretiyle davacının mahrumiyet bedeli talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir."

Yargıtay yerleşmiş içtihatlarına göre kişinin araç mahrumiyet bedeli talep edebilmesi için mutlaka araç kiralamış olması şart değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/26777 E. 2022/11236 K. sayılı ilamı şu şekildedir:

 “Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında alınan bilirkişi raporuna göre davacının araç mahrumiyet bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.”

 

PERT ARAÇ İÇİN MAHRUMİYET BEDELİ

Araç mahrumiyet bedeli davalarında perte çıkmış araçlar için de mahrumiyet bedeli talep edilebilir. Bu talep aracın pert olduğu tarihten başlayarak yeni bir araç temin edilene kadar geçen süreyi kapsar. Yargıtay bu noktada, araç mahrumiyet bedelinin hesaplanmasında makul bir süre dikkate alınmasını ve bu sürenin, aracın pert olmasından itibaren yeni bir araç temin edilmesine kadar geçen süre olarak değerlendirilmesini öngörür. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 13.05.2019 tarihli ve 2016/14304 E. 2019/5903 K. sayılı kararı şu şekildedir:

‘’Davacı vekili, aracın kazası sebebi ile müvekkilinin araç kiralamak zorunda kaldığını açıklayıp araç mahrumiyeti bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece aracın pert-total olduğu gerekçesi ile bu talep reddedilmiştir.

Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; dava konusu aracın tamirinin ekonomik olmadığı, pert total haliyle değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece, yeni bir araç alıncaya kadar geçecek makul sürenin tespiti ile araç mahrumiyet zararına hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.’’

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas:2016-19869 Karar:2017-10814 Karar Tarihi: 21.11.2017 kararında göre; Davaya konu aracın kaza sonucu kullanılamaz hale (pert) gelmesi nedeniyle, davacının piyasadan ücreti karşılığında kiralayacağı emsal nitelikteki bir başka aracı kullanması mümkündür. Pert olan araçlarda araç mahrumiyeti zararı aynı nitelikte emsal yeni bir aracın satın alınması için gerekli süreye göre belirlenmelidir. Bu durumda mahkemece, önceki bilirkişiden, emsal bir aracın alınması için gerekli sürenin belirlenmesi ve davacının bu süre içinde kendi aracını kullanmış olması halinde yapacağı yakıt, amortisman payı vs. gibi zorunlu giderleri mahsup edilerek, emsal aracın bu süredeki kiralama bedelinin tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde ve davacının bir yıllık kiralama bedeli talebi esas alınarak hüküm kurulmuş olması isabetli değildir.”

 

TİCARİ KAZANÇ KAYBI  

Ticari araçlarda da trafik kazası sonrasında ticari araçta bir mahrumiyet söz konusu olduğundan, ticari kazanç kaybı bedeli de talep edilebilir. Bu bedel ticari araç sahibinin, aracın kazadan dolayı elde edemediği kazanç tutarını kapsamaktadır. Bu kapsamda aracın araç mahrumiyet bedeli, aracın kullanıldığı güzergahlar arasındaki kullandığı yakıt tutarı ve bir günde kazandığı ortalama gelir saptanarak hesaplama yapılmaktadır. Bu hesaplama sonucunda ticari araçlarda ticari kazanç kaybı zararı belirlenmiş olur. 

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2008/2243 E., 2008/4182 K. kararı şöyledir;

’..BK'nın 105. maddesine göre, bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılamamasından doğacak zararlar sorumlu kişiden talep edilebilir. Motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasara uğrayan davacı aracı için 30 günlük tamir süresi karşılığında 1.500.00 YTL zarar hesaplanmış ve itiraza rağmen bu rapora göre hüküm kurulmuştur. MK'nın 6. maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. 

Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir. Açıklanan konularda gerektiğinde bilirkişiden rapor (veya ek rapor) alınmalıdır. Araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde BK'nın 42. maddesi uyarınca mahkemece hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz."

 

ARAÇ MAHRUMİYET BEDELİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Araç mahrumiyet bedeli davalarında görevli mahkeme, eğer dava sigorta şirketine açılıyor ise Asliye Ticaret Mahkemesine, aksi halde araç sürücüsüne karşı dava açılırsa da Asliye Hukuk Mahkemesine başvurulması gerekir.  Davanın yetkili Mahkemesi ise haksız fiilin meydana geldiği yer ve gerçek veya tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir.

 


 Stj. Av. Emre ÇALIŞKAN

Av. Mustafa Alper KÜÇÜKYILMAZ

+905356309610