SİGORTA ETTİRENİN SÖZLEŞME ÖNCESİNDE BEYAN YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Sigorta sözleşmeleri düzenlenmeden önce rizikonun doğru hesaplanabilmesi için sigorta ettiren tarafından sözleşme öncesi beyan yükümlülüğünün doğru ve eksiksiz şekilde yerine getirilmesi önem taşımaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1435. Maddesinde ‘’ Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır.’’ şeklinde ifade edilmiştir. Bu maddeye göre Sigorta Ettiren Sözleşmenin yapılması sırasında bilinen veya bilinmesi gereken tüm önemli hususlar sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilecektir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi , Esas 2019/5125 Karar 2019/12583 Tarih 30.12.2019 tarihli karara göre; ‘’ Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir.’’ şeklinde açıklanmıştır.
Türk Ticaret Kanunun 1436/2 Maddesi ; ‘’ Sigortacı, liste dışında öğrenmek istediği hususlar varsa bunlar hakkında da soru sorabilir. Söz konusu soruların da yazılı ve açık olması gerekir. Sigorta ettiren bu soruları cevaplamakla yükümlüdür.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, Sigortacı tarafından soru listesi sunulan hallerde sigorta ettiren kendisine sorulan soruları doğru cevaplamakla beyan yükümlülüğünü yerine getirmiş olacaktır.
Beyan yükümlülüğünün ihlaline sebep olan konulara şunlar örnek gösterilebilir:
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 2021/2027 Esas, 2021/2890 Karar, 17.03.2021 tarihli kararına göre Sigortalıya poliçe tanziminden önce lösemi tanısı konulması,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 2017/4440 Esas, 2018/4116 Karar, 16.04.2018 tarihli kararına göre mide ve karaciğerindeki tümörlerine ilişkin biyopsi ve teknik görüntüleme de dahil ciddi tetkiklerinin poliçenin satın alındığı sürede yapılması,
Sigorta Tahkim Komisyonu Kararı 2014/4995 Karar, 06.01.2015 tarihli kararına göre sigortalıya kadın hastalığı myom tanısı konulması,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1459 Esas, 2020/905 Karar, 10.02.2020 tarihli kararına göre kalp hastalığının bulunması,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/601 Esas, 2019/2751 Karar, 08.04.2019 tarihli kararına göre kronik böbrek yetmezliği tanısı,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/10271 Esas, 2019/8657 Karar, 30.09.2019 tarihli kararına göre Kronik Hepatit B ve Karaciğer Sirozu,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3951 Esas, 2021/2974 Karar, 18.03.2021 tarihli kararına göre kemik iliği kanseri tanısı gibi hallerde bildirilmesi gereken hallerdir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2004/5074 Esas, 2005/1822 Karar, 28.02.2005 tarihli kararına göre Yüksek tansiyon ve diyabet benzeri doğrudan ölüme sebep olmayan hastalıklarda ölüm rizikosu ile kasten bilgi verilmeyen hastalık arasında illiyet bağı olup olmadığının detaylıca incelenmesi, bu incelemenin sonunda karar verilmesi gerektiği şeklinde hüküm konulmuştur.
Bu beyan yükümlülüğünün ifa zamanı sözleşmenin kurulduğu andır. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır. Sözleşme öncesi beyan yükümlülüğünü yerine getirirken sigorta ettirenin iyi niyetle hareket etmesi gerekmektedir. Beyan yükümlülüğünü ihlal eden taraf, diğer tarafın doğacak zararlarını karşılamakla yükümlüdür. Sonuç olarak primin doğru hesaplanabilmesi sigorta ettiren tarafından verilecek bilgiler kapsamında rizikonun doğru olarak değerlendirilmesine bağlı olduğundan sigorta ettirenin sözleşme öncesi beyan yükümlülüğü önem arz etmektedir.
Sigorta sözleşmesinin kurulması esnasında beyan yükümlülüğüne aykırılık durumunda sigortacının kullanabileceği haklar bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1439. Maddesine göre; ’’ Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440 ıncı maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez.’’ şeklinde beyan yükümlülüğüne aykırılık halindeki yaptırım düzenlenmektedir.
İlgili maddeden anlaşılacağı üzere cayma hakkı riziko gerçekleşmeden önce mümkündür. Sigorta ettirenin beyan yükümlülüğüne aykırı davranışı sigortacı tarafından riziko gerçekleşmeden evvel öğrenilmişse, sigortacı sözleşme öncesi beyan yükümlülüğünün ihlalini öğrenmesinden itibaren 15 gün içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. Sigortacıya tanınan bu hakların kullanılabilmesi için beyan yükümlülüğünün ihlalinde sigorta ettirenin veya diğer ilgililerin kusurlu olması aranmaz. Sigortacının cayma hakkını kullanması halinde, sigorta sözleşmesi geçmişe etkili olarak sona ereceğinden, sigorta ettiren tarafından ödenen primlerin de geri alınabilmesi gerekir. Bununla birlikte, sigorta sözleşmesi kurulurken sigorta ettiren beyan yükümlülüğünü kasten ihlal etmiş ise, sigortacı rizikoyu taşıdığı süreye ait primlere hak kazanır. Rizikonun gerçekleşmiş olması halinde ise sigorta tazminatı borcunun kısmen ya da tamamen ortadan kalkması söz konusu olmaktadır. İhlalin varlığının rizikodan önce öğrenilmesi durumunda sigorta ettirenin herhangi bir kusuru bulunmasa dahi cayma hakkını kullanabilmektedir. Bu durumu henüz rizikonun gerçekleşmemiş olması sebebiyle arada illiyet bağının kurulması söz konusu olmamaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1439/2. Maddesinde ise; ‘’Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder.’’ şeklinde düzenleme ile rizikonun gerçekleşmesinden sonra beyan yükümlülüğünün ihlal edilmesi halinde ihmalin derecesine göre tazminat boyutunda değişikliklerin olacağı düzenlenmektedir. Eğer kusur kast derecesinde ise ve nedensellik bağı da bulunuyorsa sigortacının tazminat ödeme borcu ortadan kalkar. Kast derecesinde kusur bulunmasına rağmen illiyet bağı yoksa, ödenen prim ile ödenmesi gereken prim arasındaki oran dikkate alınarak sigorta tazminatı ödenir. Kusur kast derecesinde değilse, bu ihlal tazminatın miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihlalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır.
Sonuç olarak sigorta ettirenin beyan yükümlülüğü, sigortacının sözleşme ile teminat altına alacağı rizikoyu tespit edebilmesi ve primi belirleyebilmesi için oldukça önemlidir. Bu sebeple, beyan yükümlülüğü oldukça önemli bir husustur. Sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmelidir.
Stj. Av. Emre ÇALIŞKAN
Av. Mustafa Alper KÜÇÜKYILMAZ


