NÜFUS KAYDININ İPTALİ DAVASI
Av. Mustafa Alper KÜÇÜKYILMAZ
Nüfus kaydının iptali, mevcut nüfus kaydının gerçeği yansıtmaması ya da mükerrer nüfus kaydının varlığı halinde söz konusu olacaktır. Nüfus kaydının düzgün tutulmasının bir sonucu olarak nüfus kütüklerinde birden fazla kaydın oluşması imkan dahilindedir. Bu durumda yanlış olan kaydın iptali istenmektedir.
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. Maddesine göre “Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir”.
Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Nüfus kaydının iptali davaları, hukuki yararı bulunan herkes tarafından açılabilecektir. Bu dava, çekişmesiz yargı kapsamında olduğu için hasımsız olarak açılacaktır.
Uygulamada, nüfus kaydının iptali davalarında ortada birden fazla kayıt bulunduğundan seçimlik yetki gereğince kayıtlarda düzeltim yapabileceklerden birisinin yerleşim yeri mahkemesinde nüfus kaydının iptali davası açılabileceği kabul edilmektedir.
Dava, kaydı mükerrer olan kişi tarafından açılmışsa, davalı olarak anne babanın her ikisi ya da sağ değiller ise mirasçıları davalı olarak gösterilmelidir. Tam tersi durumda ise; davayı açan anne baba olduğunda dava sıfatı da çocuğa ait olacaktır. Ancak anne babanın davayı birlikte açması zorunlu olmayıp anne ve babadan birisi tarafından bu dava açılabilecektir.
İlgili Yargıtay Kararları
Nüfus Kaydının İptali İstemi
Yargıtay 18. Hukuk Dairesine göre, “Dava mükerrer nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir." Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" anlaşılır. (.....). "Kayıt düzeltilmesi", aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi" veya "değiştirilmesi"dir. Nüfus kütüklerindeki "doğru olmayan kayıtların" düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur..... Yönergesinin 175. maddesinde mükerrer kaydın iptalinde yetkili makamlar düzenlenmiş olup farklı hanelerde, farklı doğum tutanağına göre ve yine farklı nüfus bilgileri ile kaydedilmiş mükerrer kayıtların iptaline mahkemece karar verileceği belirtilmiştir. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan "doğru olmayan kayıtlar", ilgilileri veya ....ı tarafından açılacak olan "kayıt düzeltme davası" ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada "nüfus kaydının düzeltilmesi davası" olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, yukarda anılan yasal düzenlemeler dikkate alınarak işin esasına girilerek oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir. (Yargıtay 18. HD. Esas No: 2015/10741, Karar No: 2016/7269, Karar Tarihi: 05.05.2016).
Baba Tarafından Açılan Davaya Annenin Katılması Sağlanmalıdır.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin bir kararında da “Dosyaya getirilen aile nüfus kayıt tablosu içeriğinden, Davacı Ahmet …’ın, Fatma … ile evli ve eşinin halen sağ olduğu, kaydının iptali istenilen Nazmiye’nin de Ahmet ve Fatma’nın müşterek çocukları olarak 26.03.1968 tarihinde 5.2.1965 doğumlu olarak nüfusa tescil edildiği, Nazmiye’nin kaydının iptali için bu davanın salt babası Ahmet … tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yukarıda açıklanan niteliği de göz önünde tutularak kaydının iptali istenilen Nazmiye’nin annesi Fatma …’ın yöntemince davaya katılmasının sağlanması ile taraf teşkilinden sonra toplanan kanıtlara göre hüküm kurulması gerekir” denilmektedir. (Y. 18.HD. Esas no: 2008/8919, Karar No: 2008/12557, Karar Tarihi: 27.12.2008).
Kaynakça:
Aydemir E./Memiş Y./Ruhi, A./Uçakhan, S./Bahadır, Ç.: Hukuk Davaları, Ankara, 2016
Gençcan, Ö.: Aile Hukuku, Ankara 2011.
Oğuzman, K./Özer, S./Özdemir, S.: Kişiler Hukuku Ankara 2021.
Öztan, B.: Medeni Hukukun Temel Kavramları, Ankara 2019.
Yargıtay Kararları.