MİRASTA TENKİS DAVASI

MİRASTA TENKİS DAVASI

Av. Mustafa Alper KÜÇÜKYILMAZ


Türk Medeni Kanunu’nun 514.maddesine göre Mirasbırakan, tasarruf özgürlüğünün sınırları içerisinde, malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasarrufta bulunabilir. Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili yenilik doğurucu türden davalardandır. Tenkis davaları, yenilik doğuran nitelikte davalar olup mirasın açıldığı güne kadar geriye doğru etkilidir. 


Tenkis davası, saklı payı ihlal edilen mirasçıların haklarına kavuşmak amacıyla başvurduğu bir dava türüdür. Sağlar arası veya ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı pay sahibi mirasçının saklı payına muris tarafından el atıldığı takdirde, yapılan bu tasarruf tenkis davası yoluyla saklı paylı mirasçının saklı payı sağlanıncaya kadar indirime tabi tutulacaktır. 


Tenkis iddiası defi yoluyla da ileri sürülebilir. Tenkise ilişkin talep ve dava hakkı, tıpkı alacak davalarında oluğu gibi şahsi niteliklidir. Bu nedenle ancak temlikten yararlanan kişiye karşı ileri sürülebilir. Ne var ki, muristen sağlar arası bir kazandırma elde eden kişi, ileride tenkis isteminden kurtulmak için aldığı kazandırmayı, durumu bilen üçüncü kişiye devretmişse, bu durumda tenkis davasının iyi niyetli olmayan bu üçüncü kişilere karşı açılabileceği Yargıtay kararlarında belirtilmiştir. 


Tenkis davası ile miras bırakanın yaptığı tasarrufların iptali değil, değiştirilmesi, tasarrufların tasarruf edilebilir kısma çekilmesi amaçlanmıştır. Tenkis, davacının saklı payı tamamlanıncaya kadar; önce ölüme bağlı olarak yapılmış tasarruflardan yapılır. Bu yeterli olmazsa sonra en yeni tarihli olandan başlayarak, en eskisine doğru geriye gidilerek ölüme bağlı olmayan kazandırmalar üzerinde yapılır.  Bağışlar, saklı paylı mirasçının saklı payını aşan kısmı üzerinden, saklı paylı olmayan kişiler yararına yapılan bağışlar ise bağışların tümü üzerinden orantılı şekilde tenkis indirimine tabi tutulacaktır. 


Tenkis davası, saklı pay sahibi mirasçıların, saklı paylarına yapılan ihlali öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde vasiyetin açıldığı, diğer kazandırmalarda ise mirasın açıldığı tarihten itibaren on yıl içinde açılmalıdır. Bu süreler hak düşürücü süredir.


Kendisine tenkise tabi bir kazandırma yapılan kimse “iyi niyetli” ise yalnızca mirasın geçmesi anında kazandırmadan elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür; aksi durumda iyi niyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre sorumlu olur.  Bazı haklar üzerinde miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufu söz konusu olmayabilir. Örneğin dul ve yetim aylığı bu haklardan sayılır ve miras bırakan bunlar üzerinde ölüme bağlı tasarrufta bulunamaz. 


Borçlu mirasçının alacaklısının tenkis davası açmak hakkı bazı koşullara bağlanmıştır. Kural olarak tenkis davası açmak hakkı, saklı pay sahibi mirasçılarındır. Ancak şartları gerçekleştiğinde onların alacaklılarına da ayrık olarak tenkis davası açma imkanı sağlanmıştır. Alacaklıların tenkis davası açabilmeleri için, saklı pay sahibindeki alacaklarını tahsil etme imkanı bulunmadığını gösteren bir aciz belgesi almış olmaları; ihtara rağmen saklı pay sahibinin tenkis davası açmamış bulunmaları gerekir.  



İlgili Yargıtay Kararları 


Sabit Tenkis Oranı

Yargıtay 7. Hukuk Dairesine göre, “Saklı payların ihlalinden söz edebilmek için kazandırma konusu temlik içi tereke ile kazandırma dışı terekenin tümünün şüpheye yer bırakmayacak şekilde eksiksiz olarak bilinmesi ile mümkündür. Tereke, mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığıdır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, vasiyetnameye konu Abdaloğlu Köyü, 130 parsel sayılı taşınmazın, ölüm tarihi itibariyle terekeye dahil olmadığı anlaşıldığından temlik içi terekede değerlendirilmemesi doğru görülse de, vasiyetnameye konu edilmeyen, mirasbırakan adına kayıtlı Abdaloğlu Köyü, 219 parsel sayılı taşınmazın 1/4 payının ölüm tarihi itibariyle belirlenen değerinin temlik dışı terekede değerlendirilmemiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda mirasbırakan adına kayıtlı bulunan Abdaloğlu Köyü, 936 parsel sayılı taşınmazın değerinin ölüm tarihi esas alınmak suretiyle belirlenmesi gerekirken, anılan taşınmaz hakkında açılan Gerze Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/102 Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporundaki 2015 tarihi itibariyle belirlenen değerinin tenkis hesabına alınması da doğru görülmemiştir.

Diğer yandan, davalıya vasiyetname ile yapılan kazandırmadan ( vasiyet edilen taşınmazların değerinden ) onun saklı payını aşan kısmı “tenkise tabi kazandırma”dır. ( TMK 560561 ) Sabit tenkis oranı; ölüm tarihine göre el atılan saklı payın, temlik konusu kazandırma tutarına bölünmesiyle bulunan orandır. Mahkemece, davalıya yapılan kazandırmalar yönünden; saklı payın ( net tereke üzerinden ) belirlenip bu miktarın kendisine yapılan kazandırmadan düşülmesi sonucu sabit tenkis oranın ( paydasının ) belirlenerek el atılan saklı paya oranı bulunması gerekirken; hükme esas alınan 24.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda; sabit tenkis oranı davacıların saklı payına tecavüz eden miktarın, net tereke mevcuduna olan oranı esas alınarak hesaplanması da doğru görülmemiştir. Yukarıda değinilen hususlar ışığında; mahkemece, terekenin tüm malvarlığını kapsar şekilde tenkis hesabına alınıp, belirlenen değerler üzerinden net tereke mevcudunun belirlenmesi ve doğru sabit tenkis oranı bulunmadan yapılan tercihin sonuç doğurmayacağı gözetilerek, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle doğru sabit tenkis oranın belirlenmesi, davalıya usulüne uygun olarak yeniden tercihlerini sorulması, Türk Medeni Kanunun 564/2. maddesi hükmü ve usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak yeniden hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, yetersiz ve eksik hazırlanmış rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” denilmektedir. ( 7.HD. Esas no: 2021/6297, Karar No: 2022/3610, Karar Tarihi: 23.05.2022). 


Murisin Ölümünden Önceki Bir yıl İçinde Yaptığı Tüm Teberruların Tenkise Tabi Olduğu 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesine göre, “Davalı Aysun'un temyizi yönünden; Davalı Aysun'a ve davalı Mehmet'e yapılan temliklerin miras hisselerine mahsuben yapılmadığı tapu kayıtları ve tanık beyanları ile mirasçılık belgesinden belirlendiğinden davalı Aysun yönünden de mirasta iade davasının reddi gerekirken, kabulü ve yasaya aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Davacı temyizine gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bent kapsamları dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. Davacının davalılarla ilgili tenkis talepleri yönünden temyiz incelenmesine gelince; Bu davalılara yapılan taşınmaz temlikleri miras bırakanın ölümünden önceki bir yıl içerisinde yapıldığından kayıtsız şartsız tenkise tabidir. ( MY.507/3 )O halde taşınmaz temlikleri yönünden davacının saklı payına el atmanın olup olmadığının tesbiti, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” denilmektedir. ( 2.HD. Esas no: 2000/15370, Karar No: 2001/2383, Karar Tarihi: 13.02.2001). 



Kaynakça

Aydemir E./Memiş Y./Ruhi, A./Uçakhan, S./Bahadır, Ç.: Hukuk Davaları, Ankara, 2016 

Günay, E.:  Sulh Hukuk Mahkemesi Davaları, Soru ve Cevaplarla Miras El Kitabı, Ankara, 2019. 

İmre, Z./Erman, H.: Miras Hukuku, Ankara 2022. 

Hatemi, H.: Miras Hukuku, İstanbul, 2022. 

Yargıtay Kararları. 


+905356309610