MIRAS PAYLAŞIMININ NASIL YAPILACAĞINDAN KAYNAKLANAN DAVALAR

MIRAS PAYLAŞIMININ NASIL YAPILACAĞINDAN KAYNAKLANAN DAVALAR

Av. Mustafa Alper KÜÇÜKYILMAZ


Mirasın mirasçılara geçmesiyle birlikte mirasçılar arasında ortaklık meydana gelir. Terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bu ortaklık elbirliği ile mülkiyet olarak ortaya çıkmaktadır. Mirasçılar, anlaşma yoluyla mirası kendi aralarında istedikleri gibi paylaşabilirler. Örneğin mirasçıların bir paylaşma sözleşmesi yapmaları mümkündür. Tüm mirasçıların katılımıyla yazılı olarak yapılmak şartıyla geçerli miras paylaşım sözleşmesi geçerlidir ve tüm tarafları bağlar. Geçerli bir miras taksim sözleşmesine dayanarak tapu iptal ve tescil talebinde bulunabilecekleri için, ortaklığın giderilmesi davası açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. 


Yasal mirasçılar gerek kendi aralarında veya atanmış mirasçılar ile birlikte aynı kurallara göre paylaşırlar. Miras bırakan tarafından aksine bir düzenleme yapılmadıkça mirasçılar, paylaşmanın nasıl yapılacağını serbestçe kararlaştırırlar. Halen tereke mallarını zilyet olan veya murise borçlu bulunan mirasçılar, paylaşma sırasında bu konuda eksiksiz bilgi vermek zorundadırlar. 


Tereke malının paylaşımı sırasında malın satışı, mirasçılardan birine veya birkaçına özgülenmesi konusunda uyuşmazlık çıktığında sulh hakiminden sorunun çözümü için karar verilmesi isteneceği kanunda düzenlenmiştir. Özellikle büyük tarımsal işletmelerin bütünlüğünün bozulmasını engellemek düşüncesiyle özgüleme işleminin sulh hakiminin kararıyla mümkün olduğu uygulamada görülmektedir. 


Paylaşma Kuralları Hakkında

Miras bırakan, ölüme bağlı tasarrufuyla paylaşmanın nasıl yapılacağı ve payların nasıl oluşturulacağı hakkında kurallar koyabilir. Bu kurallar, miras bırakan tarafından kastedilmemiş olan bir eşitsizlik halinde payların denkleştirilmesi olanağı saklı kalmak kaydıyla, mirasçılar için bağlayıcıdır. Aksini arzu ettiği tasarruftan anlaşılmadıkça, miras bırakanın tereke malını bir mirasçıya özgülemesi, vasiyet olmayıp, sadece paylaştırma kuralı sayılır. 

Miras bırakan, ölümden sonra geçerli olmak üzere ölüme bağlı tasarrufla paylaşma kuralı koyabilir. Ancak böyle bir kural konulurken, saklı paya el atılmaması gerekir. Örneğin miras bırakan, vasiyetinde koyduğu miras paylaştırma kuralı sonucunda davalıya mal varlığının tamamına yakın bölümünü vermiş, arta kalanı da diğer mirasçılara bırakmışsa, saklı paya zedeleme kastı bu durumda açıkça ortaya çıkmıştır. Bu nedenle saklı payı zedelenen diğer mirasçının “Tenkis Davası” açması gerekmektedir. 


Aile Konutu ve Ev Eşyasının Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi 

Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. 


Miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakkını kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin, miras hukuku hükümleri saklıdır. “Sulh hakiminin özellikleri olan eşyanın mirasçılardan birine tahsis edilmesi veya satılmasına karar vermesi” faaliyeti, çekişmesiz yargı işlerindendir. 



İlgili Yargıtay Kararları 


Aile Konutu ve Ev Eşyalarının sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Noktasında

Yargıtay 14. Hukuk Dairesine göre, “… 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 652 maddesi uyarınca eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Haklı sebebin varlığı, her somut olayda hâkim tarafından değerlendirilecektir. Aile konutunun değeri, bu değere mülkiyet, intifa ya da oturma hakkının etkisi, ölen eş ile sağ kalan eşin mirasçılarının aynı olup olmadığı, sağ kalan eşin yaşı, mirasçılarla kişisel ilişkileri, mali gücünün konutun ve ev eşyasının değerini karşılayıp karşılamayacağı, adına kayıtlı taşınmazlar olup olmadığı, sağ kalan eşin altsoyunun olmaması gibi haller hâkimin haklı sebeplerin varlığının tayininde değerlendirmesi gereken hallerdir. Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir.

Somut olaya gelince; asıl davada dava konusu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılmış, birleştirilen davada ise davacı ... lehine sükna ( oturma ) hakkı tanınması talep ve dava edilmiştir. Her ne kadar birleştirilen davacı oturma hakkı tanınmasını istemiş ise de; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 33.maddede belirtildiği üzere olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan birleştirilen davada asıl talep 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine ilişkindir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında sayılan aile konutu hakkında; sağ kalan eş kendisine miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Davacının, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 652/1 maddesi uyarınca muris ile birlikte yaşadığı, başka bir deyişle hükmen aile konutu olarak tespit edilen taşınmazda miras payına mahsuben mülkiyet hakkı bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında mahkemece murisin terekesine ait tüm malvarlığı ve bu malvarlığının hüküm tarihine yakın değeri tespit edilerek terekenin toplam değeri belirlendikten sonra mirasçıların miras paylarının da ayrı ayrı değerleri belirlenmelidir. Yapılan hesaplamalar sonucunda aile konutu ve eşyaların değeri, sağ kalan eşin miras payına düşen kısımdan fazla ise eksik bedelin depo ettirilmesi, karşılıyorsa miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgülenmesi gerekir. Şartların oluşması halinde mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilerek bunun sonucunda taşınmaz özgülendiği için ortaklığın giderilmesi talepli davanın da reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Davalı-birleştirilen davacının 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı olarak aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istemleri bulunduğundan yukarıda açıklanan ilkeler ışığında asıl dava ve birleştirilen dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.” denilmektedir. (Y. 14.HD. Esas no: 2016/17041, Karar No: 2020/5645, Karar Tarihi: 30.09.2020). 


Resmi Sözleşmenin Muvazaa Nedeni ile Geçersizliğinin Tespiti Noktasında

Yargıtay 14. Hukuk Dairesine göre, ““… Miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapılabilir. Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki maksadı öncelikle aynen paylaştırma isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun şekilde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde, gereğinde farkı para ödetmek yoluyla denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir. Bu yolla aynen paylaştırmayı gerçekleştirme olanağı olan mahkemenin mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi, açıklanan yasal düzenlemelere de aykırıdır..” denilmektedir. (Y. 14.HD. Esas no: 2014/2150, Karar No: 2014/4940, Karar Tarihi: 11.04.2014). 



Kaynakça

Aydemir E./Memiş Y./Ruhi, A./Uçakhan, S./Bahadır, Ç.: Hukuk Davaları, Ankara, 2016 

Günay, E.:  Sulh Hukuk Mahkemesi Davaları, Soru ve Cevaplarla Miras El Kitabı, Ankara, 2019. 

İmre, Z./Erman, H.: Miras Hukuku, Ankara 2022. 

Hatemi, H.: Miras Hukuku, İstanbul, 2022. 

Yargıtay Kararları. 


+905356309610