İCRADA SIRA CETVELİ ve SIRA CETVELİNE İTİRAZ

İCRADA SIRA CETVELİ ve SIRA CETVELİNE İTİRAZ

Av. Mustafa Alper KÜÇÜKYILMAZ

Sıra Cetveli ve Sıra Cetvelinin Düzenlenmesi

 

Alacağın tahsili için açılan bir icra takibinde borçluya ait hacizli bir malın satışı ile elde edilen satış bedeli, tüm alacaklıların alacağını karşılamayabilir. İcra İflas Kanunu’nun 140. maddesi, satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmez ise icra dairesinin alacaklıların bir sıra cetvelini yapacağını düzenlemiştir. İcra takibinde haczedilen mallar satıldıktan sonra hacze iştirak eden alacaklılara dağıtılmak üzere satışı yapan icra müdürlüğünce alacaklılara paylaştırılır. 

 

Sıra cetvelinin tanzim edilmesi için paraya çevirmenin gerçekleşmiş olması ve birden çok alacaklının mevcut olması gerekmektedir. Ayrıca satılan malın satış bedeli bütün alacaklıların alacağını karşılamaması gerekmektedir. Tek bir alacaklı olması ya da satış bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılar miktarda olması halinde sıra cetveli tanzimine gerek yoktur. Sıra cetveli tanzimi için alacaklının talebine ihtiyaç yoktur.

 

Haciz yolu ile takip usulünde sıra cetvelini ilk haczi gerçekleştirmiş olan icra dairesi yapmaktadır. İhale edilen taşınır, istinabe usulü ile başka bir icra dairesi tarafından satılmış ise esas takibin başlatıldığı icra dairesi tarafından sıra cetveli tanzimi yapılmaktadır. Uygulamada “İİK 100. maddeye yarar malumat” olarak ifade edilen müzekkereler aracılığı ile alacaklıların sırasını ve alacak miktarını tespite yardımcı olacak bilgiler toplanmaktadır. Bu toplanan bilgiler ışığında icra dairesi tarafından sıra cetveli tanzim edilir.

 

Sıra cetvelinde; borçluya ait bilgiler, (adı, soyadı, unvanı, adresi vb. bilgiler) satılan malın ne olduğu, satış tarihi ve satışın kesinleştiği tarih, alacaklılara ait bilgiler, alacaklıların takip dosya bilgileri, alacak miktarları, takip tarihleri, takip şekli, haciz tarihleri, hacze iştirak dereceleri gibi belirli bilgilerin mevcut olması gerekmektedir.

 

 

Sıra Cetveline Şikayet

 

İtirazın alacağın esasına ve miktarına yönelik olmaması halinde, başvurulacak yol sıra cetveline karşı şikayet yoludur. Sıra cetveline şikayet için icra mahkemesine başvurulmalıdır. Kanun, alacağın sırasına ilişkin şikayet yoluna başvurulabileceği ifade etmektedir. İcra dairesinin sıra cetveli tanziminde takip hukukuna aykırı yapacağı her işlem şikayet konusu olabilir. Uygulamada genellikle şikayette bulunan kimselerin şikayetlerinin alacaklarının kaydedildiği sıraya ilişkin olduğu görülmektedir.

 

İcra ve İflas Kanunu madde 142’ye göre, şikayet yoluna başvuracak kimseler, sıra cetvelinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine başvurmalıdırlar. Yetkili icra mahkemesi, sıra cetvelini tanzim etmiş olan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesi olup, mahkeme sıra cetveline ilişkin şikayeti basit yargılama usulüne göre inceleyecektir.

 

İcra mahkemesine yapılan şikayet sonucu icra mahkemesi şikayeti kabul edip sıra cetvelini değiştirebilir. Sıra cetvelinin değişmesi üzerine diğer alacaklılar bu yeni sıra cetveline şikayet ve itirazda bulunabilirler. Yerinde görülmeyen şikayetler için icra mahkemesi ret kararı verir ve verilen ret kararı ile sıra cetveli kesinleşir. İcra mahkemesinin verdiği bu karara karşı kanun yolu açıktır.

 

 

Sıra Cetveline İtiraz Davası

 

Alacaklının, başka bir alacaklının alacağının varlığına, miktarına veya sırasına itirazı bulunmaktaysa, bu itirazını genel mahkemelerde sıra cetveline itiraz davası şeklinde ileri sürmelidir. Bu davanın bir alacaklı tarafından diğer alacaklıya karşı açılması mümkündür. Borçlunun ise sıra cetveline itiraz davası açma hakkı bulunmamaktadır. Kanun metninde ifade edilen alakadarlar deyimi ile borçlu değil, şikayet eden alacaklıdan önce gelip kendisine sıra cetvelinde pay ayrılmış alacaklılar ifade edilmektedir.

 

İİK md. 142/1 uyarınca sıra cetveline itiraz davası açacak olan alacaklıların sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde genel mahkemede dava açmaları gerekmektedir. Görevli mahkeme HMK hükümlerine göre belirlenmekte olup Asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkeme ise icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki Asliye hukuk mahkemesidir.

 

 

 

İlgili Yargıtay Kararları

 

Sıra Cetvelinin İptaline İlişkin Davalarda İspat Yükünün Davalı Üzerinde Olduğu

Yargıtay 6. Hukuk Dairesine göre, “Muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptaline ilişkin davalarda ispat yükü davalı üzerinde olup davalının alacağın dayanağına ilişkin delil sunmadığı, her zaman düzenlenmesi mümkün olan senetlerin düzenlenme tarihlerinin dikkate alınamayacağı dikkate alındığında temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.” denilmektedir. (Y. 6.HD. Esas no: 2022/788, Karar No: 2023/628, Karar Tarihi: 20.02.2023).

 

Sıra Cetvelinin İptali İstemi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesine göre, “İcra İflas Kanunu'nun 138/2. fıkrasına göre; “Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ve artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nispetinde paylaştırılır. 6183 Sayılı Kanun'un 21/2. fıkrasına göre; “Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan sonra gelir.” Anılan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, satış bedelinden öncelikle bütün alacaklıları ilgilendiren satış ve paylaştırma giderleri çıkarılır, ardından bedeli paylaşıma konu taşınır veya taşınmaz üzerinde rehin veya ipotek bulunması halinde rehin veya ipotek alacaklısının alacağı, ardından da malın veya gayrimenkulün aynından doğan kamu alacakları bulunması halinde anılan kamu alacakları ödendikten sonra kalan bakiye satış bedeli bütün alacaklıların alacaklarını karşılamazsa İİK'nın 140/1'inci maddesi uyarınca sıra cetveli düzenlenir.

 

Öte yandan bina ve arazi vergileri gayrimenkulün aynından kaynaklanan kamu alacakları olup Emlak Vergisi Kanununda düzenlenmiştir. Bu durumda, şikayetçinin kamu alacağının emlak vergisi alacağı olduğu, bu alacağın gayrimenkulün aynından kaynaklandığı, bu nedenle bu vergi alacağı için haciz konulmasına gerek olmadığı, satış bedelinden öncelikle ödenmesi ve ödendikten sonra sıra cetvelinin düzenlenmesi gerektiği göz önünde bulundurularak şikayetin kabulüyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.denilmektedir. (Y. 6.HD. Esas no: 2021/3092, Karar No: 2022/3795, Karar Tarihi: 29.06.2022).

 

Sıra Cetveline İtiraz Davası

Yargıtay 6. Hukuk Dairesine göre, “Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Aynı sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, aynı alacaklılara husumet yöneltilerek davalar açılmış olması halinde açılan tüm davaların birlikte incelenerek sonuçlandırılması, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi açısından ve bir davada verilen kararın diğer davanın sonucunu etkileme olasılığından kaynaklanan bir zorunluluktur. Bu durumda davaların birleştirilerek yargılama yapılması, sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Aynı sıra cetveline yönelik farklı davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması, kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olması ve uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimalini de doğurabilecektir. Ayrıca birden çok dava dosyasında kabul hükmü kurulması halinde sıra cetveline itirazı olumlu sonuçlanan alacaklılar yönünden de garameten paylaşıma karar verilecektir.

 

Dosya kapsamından sıra cetvelinde yer alan başka bir alacaklının daha davalıya karşı muvazaa davası açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, aynı sıra cetveline karşı, açılmış davaların HMK'nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulüyle davaların birleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. Kabule göre, haciz sıra cetveline itiraz davalarında davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.

 

Öte yandan dava, birden fazla alacaklı tarafından açılır ve kabul edilirse; davacı alacaklılar sıra cetveline göre davalı alacaklıya isabet eden paydan alacaklarını temin edeceklerdir. Bu tutar davacı alacaklıların sıra cetveline göre istifade edebilecekleri alacak tutarı ile yargılama giderlerinden ibarettir. Artan para olursa davalıya bırakılacaktır. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeye uygun davalıya ayrılan payın ilgili dosyadaki yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere önce davacıya ait icra dosyalarına ödenmesi, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki ilkeyi karşılamayacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.denilmektedir. (Y. 6.HD. Esas no: 2021/3816, Karar No: 2022/3082, Karar Tarihi: 06.06.2022).

 

Sıra Cetvelindeki Sıraya Şikayet İstemi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesine göre, “Şikayetçi vekili, borçlu …. adına tescilli aracın 25.12.2015 tarihinde 65.850,00 TL bedelle ihale edilerek 12.02.2016 tarihli derece kararı tanzim edildiğini, ihale bedelinden Vergi Dairesinin 29.05.2012 tarihli haczine dayalı aracın aynından kaynaklanan vergi borçlarının ödenmesinden sonra kalan bedelin müvekkiline ödenmesi gerekirken sıra cetvelinde 1.sırada yer verilen şikayet olunan Vergi Dairesi Müdürlüğüne ödeme yapıldığını fakat şikayet olunan Vergi Dairesinin alacağının borçlunun başkaca vergi borçlarından kaynaklandığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, vergi dairesinin yapmış olduğu haczin hukuka uygun olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece şikayetin reddine dair verilen karar şikayetçi vekilinin temyizi istemi üzerine Dairemizin ( kapatılan 23. Hukuk Dairesi ) 2016/5107 E., 2019/5040 K.sayılı ilamıyla, satışa konu araç üzerindeki ilk haciz 29.05.2012 tarihli olup şikayet olunan Vergi Dairesine ait olduğu, bu haczin kapsamında olan alacaktan dolayı Vergi Dairesinin ilk sırada alacağını alması mümkün ise de, Vergi Dairesinin bu hacizden sonra doğan alacaklar icra takibine konu edilmek ve satıştan önce haciz konulmak kaydıyla şikayetçinin haczine iştirak edebileceği, Vergi Dairesinin 29.05.2012 tarihli haczinin kapsamı belirlenerek Vergi Dairesince sonradan talep edilen alacakla ilgili icra takibi ve haciz bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

 

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bedeli paylaşıma konu araç takyidatındaki haczin, aracın Motorlu Taşıtlar Vergisi borcu olmadığı, bu ödeme yapıldıktan sonra vergi dairesi yazı cevabında araç takyidatındaki 29/05/2012 tarihli haczin devam ettiğinin bildirildiği, satış tarihi itibariyle 33.229 TL ödevlinin ticari faaliyetlerinden kaynaklı vergi borcu olduğunun beyan edildiği, yapılan yazışmalar ve icra dosyası içeriğine göre hacze iştirak söz konusu olmayıp, mükellefin vergi borcundan dolayı araç kaydındaki ilk haciz Sincan Vergi Dairesinin haczi olup, aracın ilgili aynından doğan borçlar mahsup edildikten sonra kalan paranın ilk önce Sincan Vergi Dairesine ödenmesinde, bundan sonra kalan paranın da ikinci sıradaki davacıya ödenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. Somut olayda, bedeli paylaşıma konu araç üzerindeki ilk haciz 29.05.2012 tarihli şikayet olunan Vergi Dairesine aittir. Bu hacze ilişkin alacaktan dolayı Vergi Dairesi ilk sırada alacağını alacaktır. Vergi Dairesi bu hacizden sonra doğan alacağı var ise icra takibine konu edilmek ve satıştan önce haciz konulmak kaydıyla şikayetçinin haczine iştirak edecektir.

 

Mahkemece kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesinin 02.12.2019 tarihli ve 2016/5107 E., 2019/5040 K. sayılı bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden Vergi Dairesinin 33.229,00 TL ödevlinin ticari faaliyetlerinden kaynaklı vergi borcu olduğu cevabi yazısıyla yetinilerek karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; Vergi Dairesinin 29.05.2012 tarihli haczinin gerekirse dayanak belgeleri getirtilip bu tarihli hacze ilişkin alacağının belirlenerek ilk sırada pay ayrılması, Vergi Dairesince sonradan talep edilen alacak varsa bununla ilgili icra takibi ve haciz bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra yukarıdaki ilkeler çerçevesinde sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak şikayetin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.denilmektedir. (Y. 6.HD. Esas no: 2021/3526, Karar No: 2022/2689, Karar Tarihi: 12.05.2022).

 

 

 

Kaynakça:

Aydemir E./Memiş Y./Ruhi, A./Uçakhan, S./Bahadır, Ç.: Hukuk Davaları, Ankara, 2016

Baki, K.:  İcra İflas Hukuku El Kitabı, Ankara, 2013.

Kuru, B./Aydın, B.: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Hukuku, İstanbul, 2021.

Uyar, T.: İcra İflas Kanunu Şerhi, 2009.

 

 

 

 

+905356309610